Mustafa AYDIN

ERBAKAN ŞUBATI EFSANEYE DÖNÜŞTÜREN ADAM

ERBAKAN BİR ŞUBAT MASALI GİBİ

            “MALIYLA CANIYLA CİHAT EDEN BİR MÜSLÜMAN OLARAK ANILMAK İSTERİM” PROF. DR. NECMETTİN ERBAKAN

Hayatta çok şey öğrendiğim, öğretmenlik mesleğim bakımından da örnek aldığım güzel insan Milli Görüş lideri Erbakan Hocamızın vefatının ardından dört yıl geçti. Hasretliğimiz ve özlemimiz gün geçtikçe artmakta seven gönüllerimizde. Bir Nisan yağmuru gibi gelmişti gönüllerimize. “Bir çiçekle bahar gelmez.” Diyenlere inat “Her bahar bir çiçekle başlar.” azmi ve kararlılığı ile haykırmıştı Konya’da. Ardından binlerce Erbakan bırakarak giderken aramızdan, kulaklarımızda çınlayan onca güzel sözünün yanı sıra, cihadı, davası, asla pes etmeyen-yenilmeyen, azim ve kararlılığı, fedakârlığı bize bıraktığı en güzel mirastı.

“MAARİF BİZİM EN ÖNEMLİ DAVAMIZDIR”

Sözünü duyduğumda, maarifi dava edinen liderin, en önemli şeyin eğitim olduğunu kavramış bir kişi ancak bu ülkenin meselelerini çözebilir diye düşünmüştüm. Hepimiz biliriz ki her hangi bir yerde, aile meclisinde eğitimin konuşulmadığı bir sohbet yok gibidir. Bir istatistik yapılsa günümüzde en önemli problemin eğitim olacağı şüphe götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkacaktır. Zira kiminle konuşursak konuşalım, eğitimin ne kadar önemli olduğundan dem vurur. Hele “MAARİF BİZİM EN ÖNEMLİ DAVAMIZDIR” sözünü 70 li yıllarda dile getirmesi, günümüzde yaşanan cinayetler ve müessif olaylar sözün ne kadar önemli bir tespit olduğunu bir kez daha ortaya koyuyordu.

“EĞİTİMDE ASIL MESELE, ÇOCUKLARIN KALBİNE NE KOYDUĞUNUZDUR”

Öğretmenlikte gördüğüm en güzel örnekti Erbakan Hocamız. Hitap ettiği topluluktan gözünü asla ayırmazdı. Daima gözlerimizin içine bakardı da biz gözlerimizi sakınırdık zaman zaman. Hep aynı hakikatleri anlattığı ifade edilse de tekrar tekrar dinleyen biri olarak şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki hitap ettiği topluluğun durumuna ve anlayışına uygun olarak örneklerini seçer, arada bir durur, tam yerinde sorular sorar, dikkatleri toplardı. Belirli aralıklarla konuyu tekrarlardı, tekrarların sıklığını topluluğun durumuna göre ayarlardı. O’nu her dinlediğimde yanımdan eksik etmediğim not defterim ve kalemimle daima notlar alır, aldığım notlar ise okulda mesleğimi icra ederken daima işime yarardı.

Yöneticilik yaptığım dönemlerde de daima O’nun yol göstericiliğinden yararlandım. Zira O hep zor insanları etrafında barındırmış ama onlarla muhteşem işler yapmıştı, Türkiye ve insanlık için, dünya buna şahittir. Dile getirebilenler çok olmasa da.

Peygamber efendimizin eğitim metotları tablomuzu takdim ederken…

ÖĞ-DER çalışmalarımız esnasında kendilerini ziyarete her gittiğimizde daima bir beyefendi olarak bizi karşılarken nezaketten ödün vermeden. Bir keresinde zatıâlilerine, hazırlamış olduğumuz “Bir Eğitimci Olarak Hazreti Muhammed” kitabımızı, ardından tablomuzu takdim ettiğimizde özet olarak bilgi istediğinde, tabloda yazılanları da okumuştuk. Onca çaba ve çalışmadan sonra kusursuz olarak düşündüğümüz, onca gözden kaçan minicik ama mana bakımından önemli bir hatayı gözlerimizin önüne sermesi Allah vergisi keskin zekâsının, muhteşem hafızasının ve ilmi derinliğin bir yansımasıydı, unutamadığımız.

Öğretmenliğin kutsallığını ve peygamber mesleği olduğunu anlatmıştı. Bir defasında bize, her konuda ebedi ve en güzel örnek “Ben muallim olarak gönderildim.” Diyen hazreti Muhammedin eğitimciliğini anlatırken çeşitli örneklerle. Japon amirali Togo’yu da ondan öğrendik öğretmenliğin en önemli meslek olduğunu anlatırken:

Rus-Japon savaşının meşhur komutanlarından Amiral Togo savaştan sonra ülkesinde bir kahramana yakışır şekilde karşılanmış.

Yapmış olduğunuz kahramanlıkları, bu topraklarda yaşayan hiç kimse unutmayacaktır. Millet olarak size çok şey borçluyuz.

Şu andan itibaren isterseniz emekli olup aileniz ve sevdiklerinizle birlikte, kalan zamanınızı değerlendirebilirsiniz. İsterseniz Kaymakamlık, Valilik, Milletvekilliği, Bakanlık veya herhangi bir mevkide talip olacağınız her kapıyı size açmaya hazırız.

Amiral Togo oturduğu yerden ayağa kalkar ve cevaben: Sayın Başbakanım, Sevgili Konuklar. Tarafıma göstermiş olduğunuz ilgi, alaka ve gösterdiğiniz tüm makam ve mevkiler için hepinize teşekkür ediyorum. Hiçbir savaş İnsan yetiştirme mücadelesinden daha önemli değildir. Meydanlardaki savaşları kazanmak isteyen milletler önce “İnsan yetiştirme mücadelesini” kazanmak zorundadırlar. İnsan yetiştirme mücadelesinin komutanları öğretmenlerdir. Bana bir ödül vermek istiyorsanız, beni ülkemin herhangi bir köşesinde, herhangi bir okuluna öğretmen olarak görevlendirin ki, Ömrümün kalan yıllarında yeni Togo’lar yetiştireyim. Dediğini anlatarak öğretmenliğin ne kadar ulvi bir meslek olduğunu anlatmıştı.

“İLİM TASNİFTİR”

Konuşurken konuların anlaşılmasını kolaylaştırmak için maddeler halinde anlatır şekil ve şemaları yerli yerinde sıklıkla kullanırdı. Hitabeti çok güçlüydü, kendisini bulunduğu toplulukta dinletirdi. İlgiyi hemen üzerine çekerdi. Daima yüce hedefleri gösterirdi, ufku asırlar ilerisini gösterecek derecede bir dehaydı, her deha gibi yaşadığında anlaşılamayan.

“SİYASET HİTABETTİR”

Siyasi bir lider olarak baktığımızda gördüğümüz gerçek, nezaketini bozmadan rakiplerini nüktelerle hicvederek alt etme konusunda ne kadar mahir olduğunu söylemeye gerek bile yoktur. Yapılan açıkoturumlarda, meclis konuşmalarında, salon toplantılarında ve miting alanlarında daima halkın meselelerine parmak basmış, hedefler göstermiş, “Önce Ahlak ve Maneviyat” ile manevi kalkınmanın önemine dikkat çekmiş, “Ağır Sanayi” diyerek yurdun dört bir yanını fabrikalarla donatarak işsizliğe nasıl çare olunacağını uygulamalı olarak bütün engellemelere rağmen göstermiştir. Toplu iğne yapamadığımız zamanlarda. “Montaj değil fabrika yapan fabrika” sözünü hatırlayanlar az olsa da birer birer satıldığında akla Erbakan gelmekte hüzünlü gönüllere, özlemle. Çözüm yollarını göstermekle kalmamış her söylediği konuyu yaşayarak ve milletimize yaşatarak örnek olmuştur. Hele bu füze gibi yükselen ne diye grafikle göstererek; sorduğu soruya muhteşem bir ses tonuyla “Faiz, faiz, faiz sizi batıracak” diyerek sömürünün faizci düzenle yapıldığını tüm çıplaklığıyla ortaya koyarken TBMM kürsüsünde haykırarak: “Ben bunları bana oy veresiniz diye değil Allah rızası için yapıyorum.” diyerek siyasetin Allah rızası için yapılacağını da haykırıyordu hakka karşı sağır kulaklara.

Bir Şubat sonunda şehitler kervanını hayırlarla anarken asrın mücahidinin, Erbakan’ın bıraktığı mirası Milli Görüş ülkemizin yegâne kurtuluş formülü olduğu yaşanan son olaylarla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Gözü olana gün ışımış, şafak sökmüştür. Bir kelamı kibardaki ifadeyle “Gözü olana gizli yoktur.”

4.3 3 Oy
Yıldız
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Düşüncelerinize önem veriyoruz. Lütfen yorum yapın.x
()
x

Mustafa AYDIN