Eğitimde durduğumuz nokta baktığımız yön önemlidir.
Sandalyede otururken, pencereden karşıda gördüğü yazıya ilişti gözleri: HİTLER ÖLMEZ
Herhalde eski zamanlardan kalma bir yazı olmalı diye düşündü, ama merak da ediyordu. Yanındaki arkadaşına sordu: karşı duvarda ne yazıyor, diye.
Arkadaşı önemli bir şey değil dedi, çocuklar eğlenmek için yazmış olmalı deyip geçiştirecekti ki. Israr etti. Ne yazıyormuş? – İTLER ÖLMEZ
Nasıl yani deyip balkonun yolunu tuttular… ŞEHİTLER ÖLMEZ
İşte gerçeği görmek için aynı noktadan, aynı yöne ve aynı zamanda bakmalıyız ki aynı gerçeği görebilelim!
İnsanı hayvan olarak tanımlayan Siyonizm bunu bilerek uyguluyor; zira hayvanlaştırdığı insana, hayvana özgü eğitim veriyor. Bu sayede yetiştirdiği insanı kolay kontrol edebiliyor. Batı eğitiminin açmazı budur. Batı önce insana bakışını değiştirmelidir ki, insana özgü eğitim sistemine ulaşabilsin.
Materyalist eğitim insanlığa huzur, barış ve saadet getirmemiştir.
Müslümanlar olarak bugün yaşadığımız problemin temeli de budur: Materyalist eğitim. Çeşitli gruplar, tarikatlar ve cemaatlerin başarısız olmasının nedeni insana bakış problemi ve insani-İslami eğitimden uzaklaşmasıdır.
Bir vakitler şahitlik için mahkemeye gitmiştim… Tam vaktinde gittiğim halde saatlerce bekletildim lüzumsuz yere, ifademi verdikten sonra soluğu başsavcının yanında almıştım, sinirli bir şekilde olduğumu fark eden görevliler meşgul olmasına rağmen başsavcı ile görüştürdüler; şikâyetimi dinledikten sonra başsavcı bana şöyle söyledi: Bizim en iyi memurumuz bu, onu sizler yetiştirdiniz!
Hani orman balta için, sapı bizden deyivermiş ya, aynı şekilde ucu bize dokunuyor her karşılaştığımız kişi ve tavırları…
“Sevdiğiniz ve şikâyet ettiğiniz Cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, komutanlar, müdürler, hâkimler, savcılar, evliyalar, eşkıyalar, pazarcılar, dervişler, berduşlar, mafyalar, teröristler, vakıfçılar, dernekçiler… Özetle her insanın hamurunun yoğurulmasında sizin de katkınız var.”* diyor muharrir ve müfessir Mahmut TOPTAŞ bir yazısında, haksız da sayılmaz.
Çocukları her doğru işinde bizim de bir payımızın olduğu gibi, onların her yanlışından bize de bir pay olduğunu hatırdan çıkarmadan eğitim ve öğretime devam etmeliyiz. İnanın bunun ücreti ödenemez!
Seversek başarırız, seviniz çocukları.
Mevcut eğitim programında olan-olmayan, dünya veya ahirette de faydası bulunmayan, doğrusunu da kimsenin bilmediği ve de bilemeyeceği şeylerle öğrencileri israf etmenin anlamı yok.
Allah’ın varlığını inkâr üzerine söylenmiş sözlerin hiç birini söylemeden o fikre karşı olan akli ve nakli delilleri öylesine çok anlatmalı ki, o bilgi onda kanı gibi, canı gibi, kemiğinde iliği gibi olsun. Bilginin insana faydalı olması gerekir. Faydalı olması için yaşanması lazım. Yaşantıya doğru dönüştürülmesi için doğru ve güzel örnekler gerekir. Çocuklar kulaktan değil gözden duyarlar.
Ağaçtan düşen elmanın hızının, düştüğü yere etkisinin hesaplarını yaptırırken; elmayı, havayı, hacmi, ağırlığı yaratan Allah’ı anlatmalı. İşte bu eksiklik, insanı ve her şeyi israf ediyor.
Hiçbir insanın tabiatta olmayan bir şeyi ilave etmediğini, bir şeyi de yok edemediğini öğretirken bu kâinatı Yaratan’a da dikkat çekmeli ve mülkün, Yaratan’a ait olduğu, bize emaneten verildiği, emanete de hıyanet edilmemesi gerektiği öğretilmeli. Bir öğretmeli, bin örnek olmalı öğretmen.
“Elleriyle çalışan insan işçidir. Elleri ve kafasıyla çalışan insan ustadır. Elleri, kafası ve yüreği ile çalışan insan ise sanatkârdır.”** Muallim ise yüreğinin yanına inancını koyan kimsedir ki o kimsede çelişki bulamazsın. Özü sözü birdir onun. Hayatı sussa da konuşur zaten. Tesir eder sözleri, zira sözlerinde yürekten gelen inanç vardır, nakşeder yüreklere.
Peygamberler, indirilen kitapların nasıl yaşanacağının en güzel örnekleridir. Peygambersiz din olamayacağını çocuklarımıza öğretmeliyiz. Her konuda ve her zaman örnek alacağımız en güzel örnek ise daima peygamberimiz hazreti Muhammed’dir. (sav)
Öğretmen olarak peygamberimizi önce biz örnek almalıyız. O zaman durduğumuz ve baktığımız nokta doğru olur.
*: http://www.milligazete.com.tr/makale/1498555/mahmut-toptas/ogretmenlerin-hepsine